Kadim Aşiretler Federasyonu Bitlis İl Temsilcisi Sait Şimşek, bölgede büyük bir insanlık dramı yaşandığını ifade ederek, “Neredeyse iki asırdır Filistin ve Kudüs’ün genel olarak sosyal ve siyâsî durumu İslam toplumunun ve Dünya’nın gündeminden hiç düşmedi. Özellikle de yirminci yüzyılda Orta Doğu’nun petrol ve Filistin olmak üzere iki önemli sorunu ön plana çıktı. İsrail’in tarihten gelen bir hakmış gibi temelleri atılırken, Kenan denilen bu mukaddes topraklarda tarih boyunca yaşamış olan Filistin halkı görmezden gelindi. Günümüzde bölgede büyük bir insanlık dramı yaşanmakta ve bunun tek sorumlusu büyük güçler ve İsrail yönetimidir. İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarında yeni Yahudi yerleşim yerleri açması, Filistinlilerin mülklerini hukuksuz şekilde ellerinden alması, gasp etmesi, yıkması, barışçıl gösterilere yönelik orantısız güç kullanımının insani ve hukuki hiçbir dayanağı olamaz. 1948 sonrası sistematik bir yayılmacılık ve etnik temizlik politikası izleyen İsrail, Filistin topraklarını işgal ederken sürekli olarak meşru müdafaa gerekçesini ileri sürmektedir. Oysa ki meşru müdafaa, ancak toprağı işgal altında olan taraf için geçerlidir.” dedi. Şimşek, İsrial’in Lahey ve Dördüncü Cenevre Sözleşmelerine uymak zorunda olduğunu belirterek, “İsrail, 1907 tarihli Lahey Sözleşmesi, 1949 Dördüncü Cenevre Sözleşmesi ve “İşgal Altındaki Topraklar”da uygulanan genel uluslararası insancıl hukuk kurallarına uymak zorundadır. İsrail tarafından halen el konulmuş durumdaki Batı Şeria, Gazze Şeridi, Golan Tepeleri ve Doğu Kudüs, uluslararası genel insani hukuk kapsamında İşgal Altındaki Topraklar’ı oluşturmaktadır. İşgalci olan İsrail, dünyada uluslararası hukuku en çok ihlal eden terör devleti durumundadır. Son günlerde 7 Ekimde başlayan saldırıları bahane ederek zaten abluka altında olan ve adeta açık bir ceza evi mahiyetindeki Gazze’de yaşayan iki buçuk milyonu aşkın sivil Filistinliyi; kadın, çocuk, yaşlı, hasta demeden susuz, elektriksiz, gıdasız bırakan ve bununla da yetinmeyerek bombardıman altında tutarak soykırıma maruz bırakan İsrail asla ve asla kabul edilemez bir insanlık suçu işlemektedir. Bunula birlikte 17 Ekimde beşyüzden fazla hasta, yaralı ve sağlık çalışanının hayatını kaybettiği hastane bombardımanı Dünya tarihinde sadece siyonist İsrail yönetiminden başka hiç kimsenin işlemeyeceği bir vahşettir. Bu da İsrail yönetiminin nefret, kin, öfke ve ihanet dolu kanlı geçmişine daha da kara bir leke olarak geçmiştir.” şeklinde konuştu. Kadim Aşiretler Federasyonu olarak bütün bu vahşetleri en güçlü şekilde lanetlediklerini belirten Sait Şimşek, “Bütün dünyanın temel insani, vicdani ve tarihi bir sorumlulukla bu barbarlığa karşı çıkması ve sadece kınamakla yetinmeyip fiili olarak karşı çıkması ertelenemez bir zorunluluktur. Zira Siyonizmin genlerinde kınama, ayıplanma, utanma ve sözünde durma gibi insani ve ahlaki erdemlerden yoksun olduğuna bütün insanlık tarihi şahittir. Bununla birlikte İsrail yönetimi bu denli vahşi katliamlar yaparken başta ABD olmak üzere çeşitli emperyalist devlet yöneticilerinin bu insanlık ayıbı vahşetler işlenirken İsrail’e destek ziyaretleri de onları katilin ve katliamların ortağı yapmaktadır. Hepsini lanetliyoruz. İnsanlık tarih boyunca bu arsız, basiretsiz ve siyonist, kapitalist lobilerin kuklası yönetici müsvettelerini hep nefret ve lanetle anacaktır. Ülkemizde ve Ortadoğu toplumlarında istikrar, barış ve huzur ortamını bozucu; kaos ve kargaşa çıkarmak isteyen her türlü iç ve dış şer odaklarına karşı bilinçli, dirençli ve güçlü olacağız. Bu çerçevede Kadim Aşiretler Federasyonu olarak sayın Cumhur Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bütün mazlum toplumlara umut ve moral veren içten, kararlı, cesur ve istikrarlı duruşuna her türlü desteği vermeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.