Bir defa boyun eğmedi!
“Ben hür yaşamışım. Hürriyet-i mutlakanın meydanı olan Kürdistan dağlarında büyümüşüm. Bana hiddet fayda vermez, nafile yorulmayınız. Beni nefy edin, Fizan olsun, Yemen olsun razıyım. Siz de pînedûzluktan ve yamacılıktan kurtulursunuz. Ben de yüksekten düşmekle incinmekten kurtulurum.”
Üstad Bediüzzaman Said Nursi 60 yıl önce bugün hayata gözlerini yumdu. Kendisini saygı,sevgi ve rahmetle anıyoruz.
BEDİÜZZAMAN SAİD NURS-İ KİMDİR
Rumi 1293 (Miladî 1876) yılında Bitlis vilayetine bağlı Hizan kazasının İsparit nahiyesinin Nurs köyünde dünyaya geldi. Medrese tahsiline küçük yaşta başladı. Nurs’a yakın Tağ medresesine bir müddet devam eden Said Nursî henüz çocuk yaşlarında iken kabına sığmayan bir fıtrata sahipti.
Sık sık medrese değiştiriyor, her gittiği yerde dikkatleri üzerinde topluyordu. Dokuz yaşında iken gittiği Doğubayezid’deki Şeyh Mehmet Celalî hezretlerinin medresesine üç ay devam ettikten sonra icazet aldı. Her okuduğunu unutmayan bir hafızaya en derin ve girift ilmi meseleleri rahatlıkla çözebilen bir zekaya sahip olan Said Nursî kısa zamanda ilim çevrelerinin takdirine mazhar oldu ve “zamanın harikası” anlamında Bediüzzaman lakabıyla anılmaya başlandı.
Van’da kurduğu Horhor medresesinde yeni bir metotla talebelere ders vermeye başlayan Bediüzzaman, medreselerde demode olmuş eğitim sistemini değiştirmek ve cehaleti ve bilgisizliği ortadan kaldıracak evsafta Medresetü’z-Zehra adıyla bir üniversitenin kurulmasını II. Abdülhamit yönetimine teklif etmek amacıyla 1907 yılında İstanbul’a gitti. Ne yazık ki umduğunu bulamadı. Ancak buralardaki ilmi çevrelerle girdiği diyolag sonucunda adı süratle etrafa yayıldı. Dönemin gazete ve dergilerinde yayınladığı yazılar ve değişik ortamlarda yaptığı konuşmalarla meşrutiyet fikrini destekledi.